من روائع الحِكَم والأمْثَال العَرَبِية
مترجمة إلى التركية
Arapça Atasözlerinin Türkçeye çevirilmiştir
نظام الدين إبراهيم أوغلو
باحث أكاديمي تركماني
1ـ لا تَكنْ صَلْبًا فتُكسرْ ولا ليّنًا فتُعْصَر.
— Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın.
—Ne yavuz ol asıl ne yaş ol basıl.
2ـ كَيفَما كَان الإنْسَانُ في السَّبعِ فَهُوَ فِي السّبعين أيضًا.
— İnsanlar yedisinde ne ise yetmişinde o’dur.
3ـ يَتَغَيَّرُ الإنْسَانُ .... بِالهَديِّ وَالإيمَانِ
— İnsan hidayet ve inançla değişebilir
4ـ مَن دَقَّ دُقَّ .
— Çalma kapımı, çalınır kapın.
5ـ وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ النَّاسَ بالتُّقى.
— Takva sahibi olmayan kişi başkasına takvalık emreder.
—Kendine kilim dokunamaz başkasına halı dokumaya kalkar).
6ـ قَولُ الحَقِّ لمْ يَدعْ لي صَدِيقًا.
— Doğru söylemek, bana arkadaş bırakmadı.
—(Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar).
7ـ إنْ كُنتَ كَذوبًا فكُنْ ذَكورًا.
— Yalancı da olsan söylediğini hatırla.
8ـ مَنْ طلبَ أخًا بلا عيبٍ بقيَ بلا أخٍ.
— Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
9ـ مّنْ اسْترعَى الذّئبَ فقد ظَلمَ.
— Kurda güvenen haksızlık eder.
10ـ نَعِيبُ زَمَانَنَا وَالعَيْبُ فِينَا... وَمَا لِزَمَنِنَا عَيْبٌ سِوَانَا (لِلْإمَام الشَافِعِي)
— Zamanımızı ayıplıyoruz, hâlbuki ayıp bizde… Ayıp yok zamanımızın bizden özge
11ـ المَرءُ عَدوُ مَا جَهِل. / النَّاسُ أعداءُ ما جَهِلوا.
— Kişiler bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
/ İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
12ـ كلُّ إناءٍ يَنضَحُ بِمَا فِيهِ
— Küp içindekini sızdırır.
13ـ المَرءُ على دِينِ خَليلهِ.
— Kişi arkadaşın dinindendir. (Adam ahbabından bellidir).
14ـ إعْطِ القَوسَ بَارِيْهَا.
— Yayı okçuya ver. (İşi ehline ver).
15ـ إذا تَخاصَمَ اللِّصَان ظَهرَ المَسرُوق.
— İki hırsız dövüşünce çalıntı bulunur.
16ـ إذا اِفْتَقَرَ اليَهُوديُّ نظرَ في حِسَابهِ العَتِيق.
— Yahudi fakirleşince eski hesaplarına bakar.
17ـ بَيضةُ اليَوم خَيرٌ من دَجاجة الغَدِ.
— Bugünün yumurtası yarının tavuğundan iyidir.
18ـ حِيلةُ مَنْ لا حِيلة لهُ الصّبرُ.
— Çaresiz olanın çaresi sabırdır.
19ـ إنْ كُنتَ رِيْحًا فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَارًا.
— Eğer rüzgâr isen fırtına ile karşılaşırsın.
20ـ في التّأني السّلامة وفي العَجلة النّدامة / مَنْ تأنّى أدْرَكَ ما تمنَّى.
— İtidalde selamet, acelede nedamet vardır
— (İhtiyatlı davranan umduğuna ulaşır.)
21ـ لا تُؤخّرْ عَملَ اليَومِ لِغَدٍ (لاتُؤَجّل عَملَ اليَومِ إلى غَدٍ).
— Bugünün işini yarına bırakma.
22ـ الطّيرُ بالطّيرِ يُصطادُ.
— Kuş kuşla avlanır.
23ـ اِسأل الجَار قَبلَ الدّار.
— Evden önce komşuyu sor. (Ev alma komşu al).
24ـ ما كلّ أصَابِعكَ سَوى (سَواء).
— Beş parmağın beşi bir değildir.
25ـ النّقدُ (القِرشُ) الأبيضُ يَنفعُ في اليَومِ الأسْودِ.
— Ak akçe kara gün içindir.
26ـ إذا حَانَ القَضَاءُ ضَاقَ الفَضَاءُ؟
— Kaza gelince feza daralır.
27ـ إذا وَجَدتَ القَبرَ مَجّانًا فأدخِلْ فيه.
— Mezarı bedava bulursan hemen gir.
28ـ اِسْأَل عَنِ الرَّفِيق قَبلَ الطَّريق.
— Yoldan önce arkadaşı sor.
29ـ آفَةُ العِلمِ النِّسيَان.
— İlimin belası unutmaktır.
30ـ الانتِظار أشَدُّ من النَّار.
— Beklemek ateşten beterdir.
31ـ الإنسَانُ عَبْدُ الإحْسَان.
— İnsan ihsanın esiridir.
32ـ إنَّ العَصَا من العُصية.
— Sopa sopacıktan meydana gelir (Hiç bir şeyi küçümseme).
33ـ إنَّ من البَيانِ لَسِحرًا.
— Anlatımda büyüleyicilik vardır.
34ـ بَعضُ العَفوِ ضَعْفٌ.
— Bazı af zaaftır.
35ـ الحَريْصُ مَحرُومٌ.
— Çok isteyen mahrum kalır.
36ـ حُسنُ الأخْلاق كُنوزُ الأَرزَاق.
— Güzel ahlak rızık hazineleridir.
37ـ خَيرُ الكَلامِ مَا قَلَّ ودَلَّ.
— Sözün hayırlısı kısa ve anlaşılır olanıdır.
38ـ رُبَّ قَولٍ أنْفَذُ مِن صَولٍ.
— Nice söz vardır ki, yiğitçe saldırıdan etkilidir.
39ـ الصَّبرُ مِفتاحُ الفَرَج.
— Sabır kurtuluşun anahtarıdır.
40ـ ظَنُّ العَاقِل خَيرٌ مِن يَقينِ الجَاهِل.
— Akıllının zannı cahilin bilgisinden hayrıdır.
41ـ القَناعَةُ كَنزٌ لا يَفْنَى.
— Kanaat tükenmez bir hazinedir.
42ـ كُلُّ رأسٍ بِهِ صُداعٌ.
— Her başın bir ağrısı vardır.
43ـ كُنْ جَميلاً تَرى الوُجُودَ جَميلاً.
— Sen güzel ol mevcudatı güzel görürsün.
44ـ كُنْ وَسَطًا واِمشِ جَانِبًا.
— Orta ol, kenardan yürü.
45ـ لا تَأكُل خُبزكَ على مَائِدَةِ غَيرِك.
— Kendi ekmeğini başkasının sofrasında yeme.
46ـ لا تَجر فيما لا تَدرِي.
— Bilmediğin bir şeyin ardından koşma.
47ـ لا تَغُرَّكَ المَظاهِرُ.
— Görünüşe aldanma.
48ـ لا يَضُرُّ السَّحَابَ نُباحَ الكِلابِ.
— Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez.
49ـ لا يَنفعُ النَّدم بَعدَ العَدَم.
— Son pişmanlık fayda vermez.
50ـ اِسأل المُجرِّب ولا تَسألِ الحَكيم / لِسانُ التَّجرُبة أصدَق.
— Tecrübeliden sor hâkimden sorma / Tecrübenin sözü daha doğrudur).
51ـ لِكُلِّ دَاءٍ دَواءٌ إلاّ الحَماقَةَ.
— Ahmaklık dışında her derdin bir devası vardır.
52ـ أكاذيبك لا تنطلي عليّ.
— Yalanların bana söz kesmez.
53ـ مَن حَفَرَ لأخيِهِ حُفرَةً وقَعَ فيها.
— Başkasına kuyu kazan içine düşer.
54ـ كَما تَزرَع تَحصُد.
— Ne ekersen onu biçersin.
55ـ نُصرَةُ الحَقِّ شَرَفٌ.
— Hakka yardım etmek şereftir.
56ـ بَعضُ الكَلامِ أقطَعُ من الحِسَام.
— Bazı sözler kılıçtan daha keskindir.
57ـ ما رَأيتُ نِعمَةً مَوفُورَةً إلاَ وإلى جَانِبِها حَقٌّ مَضيعٌ.
— Bol nimetin olduğu yerde, ancak haksız kazancın olduğu görünür.
(Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez).
58ـ الضِّحكُ مِن غَيرِ عَجَب مِن قِلَّةِ الأدَب.
— İlginç olmayan bir şeye gülmek terbiyenin az olması demek.
59ـ كُلّ مَمنوع مَتبوعٌ (مَرغُوبٌ).
— Her yasak izlenir (Arzulanır).
60ـ الحَياءُ من الإيْمَان.
— Hayâ etmek imandandır.
61ـ اِختَلَطَ الحَابِل بالنَّابِل.
— Her şey birbirine karıştı.
62ـ لا يَشكُر اللهَ مَن لا يَشكُرِ النَّاسَ.
— İnsanlara şükür etmeyen Allah'a da şükür etmez.
63ـ المُؤمِنُ بِشرُهُ في وَجهِهِ وَحُزنُهُ في قَلبِهِ.
— Mümin’in sevinci yüzünde, üzüntüsü kalbindedir.
64ـ أجوَعُ مِن ذِئبٍ.
— Kurttan daha aç.
65ـ لكُلِّ عَالِمٍ هَفوَة، ولِكُلِّ جَوادٍ كَبوَة، ولِكُلِّ صَارِمٍ نَبوَة.
— Her âlimin bir hatası, her atın yüzüstü düşmesi ve her keskin kişinin de uzak olması vardır. (O kadar kusur kadı kızında da bulunur)
66ـ كُلُّ سِرٍّ جَاوّزَ الاثنينِ شَاعَ.
— Her sır iki kişiyi aşarsa yayılır.
67ـ كُلُّ كَلبٍ بِبَابهِ نَبَّاح وكُلُّ دِيكٍ على مَزبلتهِ صَيّاح.
— Her köpek kapısında havlar ve her horoz çöplüğünde öter.
68ـ لا يَجْمَعُ سَيفانِ فِي غِمْدٍ (لا يلعب بهلوانان على حبل واحد).
— İki cambaz bir ipte oynamaz
69ـ عِندَ الشّدائِد تُعرفُ الإخوان (الأصدقاء).
— Dost kara günde belli olur.
70ـ كلّ شاةٍ تُناطُ (تُعلّقُ) بِرجليها.
— Her koyun kendi bacağından asılır.
71ـ بَلَغَ السّكينُ العَظمَ.
— Bıçak kemiğe dayandı.
72ـ كُلُّ شيءٍ وثَمنُهُ.
— Her şeyin bir değeri vardır.
73ـ لا تَلِدُ الذِّئبةُ إلاّ ذِئبًا.
— Kurt ancak kurt doğar.
74ـ أنفه في السّماء واَسته في الماء.
— Burnu göklerde kıçı suda
75ـ صِرنا مضغةً في أفواه الناس.
— İnsanların ağzına sakız olduk.
76ـ مَنْ تدخّلَ فيما لا يعنيهِ لقيَ ما لا يَرضيهِ.
— Kim ilgilendirmediği işe karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır.
77ـ يُعَرِّفُونَ بِأَنَّ التَّارِيخَ يُعِيدُ نَفْسَهُ.... لَو تَمَّ أَخْذُ العِبَرِ مِنْهُ فَهَلْ كَانَ يُعِيدُ نَفْسَهُ ؟!
! للشاعر التركي محمد عاكف.
— Tarih tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.
Türk Şairi Mehmet Akif Ersoy
78ـ قَطرة معَ قَطرة تُصبحُ غديراً (حبّة حبّة تَصير كُبَّة)
— Damlaya damlaya göl olur
Nizameddin İbrahimoğlu
Hitit Üniversitesi. Arapça Okutmanı
المحاضر نظام الدّين إبراهيم أوغلو ـ جامعة هيتيت بتركيا
ليست هناك تعليقات:
إرسال تعليق